Öyküler Humus ve Savaş Portakal çiçeklerinin kokusunun Akdeniz’in tuzuna karıştığı bir sabah önümdeki humus tabağına bakarak bir sigara yaktım. Yanımda Lübnanlı arkadaşım Sam’in iştahla yediği humus tabağından kafamı çevirip Hamra Caddesi’nin kalabalığına gömdüm gözlerimi. Sonra birden kafamı çevirip sordum.
Öyküler Babalar ve Yolların Sonu “Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.” Yani bilemiyorum ki belki de yola devam etmeliyiz. Her zaman yaptığımız gibi şöyle bir gözlerimizi dikelim ufka ve “Yol daha uzunca be Habibi, yürümekle bitebilecek mi bir deneyip görelim”
Öyküler Yara Güneş canımızı alacakmışcasına ısındıkça ısınıyor. Körfezin kayalık sahilinde bir banka oturmuş, sessizce önümüzdeki maviliğe bakıyoruz. Ne işim var bu Allah'ın belası sıcaklıkta? İnsan ufacık bir anı hem de çok soğuk, karlı bir anı
Öyküler Ülkenin Dibinde Bir Kadının Yalnızlığı Tomris, kapıdan anahtarın üç kez çevrilme sesini duydu. Oturduğu kanepede hiçbir şekilde istifini bozmadı, kapıya istemsizce bile dönmedi. Hem kedinin de rahatını bozmak istemedi. Zaten kapının üç kez kilitlenmesi bir şifre idi Ekrem